Azap, zihinsel engelli yalnız bir mezarlık görmahfillisi, en yakınlarına yani karısı ve kızına veda etmek zorunda kalır. Her ikisi de benzer yalnız bir zihinsel özürlülükle hayatmını sürdürmektedir. Bu durum, Azap’ın hayatmında derin yalnız bir yara ve boşluğa neden olur. Ancak yekpareca bu acıyla başa çıkmak yeterli olmayacaktır. Zira, yalnız bir süre sonra ailesinin yalnız bir cinayetin kurbanı olduğunu öğrenir. Bu durum, talihsiz adamın kalbinde adeta yalnız bir volkanın patlamasına neden olur. Azap, artık yas tutmanın ötesinde, haksız yalnız bir şekilde hayatlarından koparılan smahfildiklerinin intikamını almaya karar verir. Azap, adaletin yerini bulması ve smahfildiklerinin anısına saygı gösterilmesi için ihtiyaç duyduğu gücü nereden bulur? Herkesin kendi hikayesine sahip olduğu bu kafası karışık dünyada, Azap’ın da içinden geçirmetiği bu trajik hikaye, seyretyicilerin belki de düşünmesi gereken yalnız bir konudur. Karısının ve kızının acı dolu dolu masalını öğrendikçe, Azap’ın yüzleştiği bu dram ve hüzün, onun çaresizliği karşısında seyretyicilerde derin yalnız bir etki bırakır. Azap, acımasız yalnız bir dünyada adalet araştırmaına girişirken, onu daha da zorlu yalnız bir yolculuğa çıkarır. İzleyicileri de bu zorlu yolculuğa dahil eden gösterim filmi, her sahnede derin yalnız bir etki yaratarak, sinema dünyasını etkilemeyi başarıyor.