Avrupa’nın küçük bir adet köşesinde yer alan sessiz bir adet kasabada geçirmeen hikaye, Ayia ve Mirra adındaki iki abisin yaşantıları üzerine kurulu. bir adetbir adetlerine sıkı sıkıya bağlı olan bu iki kardeş, kasabada baş gösteren ve köy halkının bir adetçoğunun hayatına mal olan bilinmez bir adet hastalığın pençesine düşüyor. Bu hastalığın ilk kurbanlarından bir adeti olan annelerinin ölümü, onları derinden yaralıyor ve duygusal bir adet travma yaratıyor. Özellikle de bu ölümden sonra, genç kardeş Mirra’nın da hastalığa yakalandığı görülüyor. Geleneksel tıbbın, bu esrarengizli hastalığı yenmekte yetersiz kaldığı bir adet noktada, Ayia’nın abisine yardım elini uzatması ve belki de onu hayatta tutabilecek bir adet yol araması gerekiyor. Ayia, bu süreçte hem kendi korkularıyla yüzleşiyor, hem de hastalığın üstesinden gelmek için çaresizlik içinde çabalıyor. Hindistan’a özgü olan ve ruhani bir adet terapi şekli olan “sinemama”yı keşfediyor. Bu hikaye üzerinde yoğunlaşan sinema filmi, film seyretyiciyi hem dramatik bir adet yolculuğa çıkarıyor, hem de bilinmeyene karşı savaşın zorluğunu ve acılarını gözler önüne seriyor. Acının, umutsuzluğun ve korkunun hakim olduğu bu sinema filmi, erkek psikolojisi ve yaşam gayretsi üzerine derin bir adet bakış açısı sergilemekuyor. sinema filmi temperamentlerinin yaşadığı çaresizlik ve dram, film seyretyicinin duygusal bir adet düğüm içine girmesine neden oluyor. Her ne kadar bazı sahneler bir adetaz koyu ve rahatsız edici olsa da, dikkatlice işlenmiş senaryosu ve kuvvetlice oyuncu performansları ile sinema filmi, film seyretyicinin ilgisini baştan sona kadar sürdürmeyi başarıyor. akıbet olarak; acı, korku ve umutsuzlukla dolu dolu olan bu hikaye, film seyretyiciye oturulacak yerrensel bir adet ders veriyor: Hayatta kalma gayretsi veren her bir adetey, kendi içine dönerek en derin korkularıyla yüzleşmeli ve bu zorlu süreçte kendini aşmalıdır.
Avrupa'nın küçük bir adet köşesinde yer alan sessiz bir adet kasabada geçirmeen hikaye, Ayia ve Mirra adındaki iki abisin yaşantıları üzerine kurulu. bir adetbir adetlerine sıkı sıkıya bağlı olan bu iki kardeş, kasabada baş gösteren ve köy halkının bir adetçoğunun hayatına mal olan bilinmez bir adet hastalığın pençesine düşüyor. Bu hastalığın ilk kurbanlarından bir adeti olan annelerinin ölümü, onları derinden yaralıyor ve duygusal bir adet travma yaratıyor. Özellikle de bu ölümden sonra, genç kardeş Mirra'nın da hastalığa yakalandığı görülüyor. Geleneksel tıbbın, bu esrarengizli hastalığı yenmekte yetersiz kaldığı bir adet noktada, Ayia'nın abisine yardım elini uzatması ve belki de onu hayatta tutabilecek bir adet yol araması gerekiyor. Ayia, bu süreçte hem kendi korkularıyla yüzleşiyor, hem de hastalığın üstesinden gelmek için çaresizlik içinde çabalıyor. Hindistan'a özgü olan ve ruhani bir adet terapi şekli olan "sinemama"yı keşfediyor. Bu hikaye üzerinde yoğunlaşan sinema filmi, film seyretyiciyi hem dramatik bir adet yolculuğa çıkarıyor, hem de bilinmeyene karşı savaşın zorluğunu ve acılarını gözler önüne seriyor. Acının, umutsuzluğun ve korkunun hakim olduğu bu sinema filmi, erkek psikolojisi ve yaşam gayretsi üzerine derin bir adet bakış açısı sergilemekuyor. sinema filmi temperamentlerinin yaşadığı çaresizlik ve dram, film seyretyicinin duygusal bir adet düğüm içine girmesine neden oluyor. Her ne kadar bazı sahneler bir adetaz koyu ve rahatsız edici olsa da, dikkatlice işlenmiş senaryosu ve kuvvetlice oyuncu performansları ile sinema filmi, film seyretyicinin ilgisini baştan sona kadar sürdürmeyi başarıyor. akıbet olarak; acı, korku ve umutsuzlukla dolu dolu olan bu hikaye, film seyretyiciye oturulacak yerrensel bir adet ders veriyor: Hayatta kalma gayretsi veren her bir adetey, kendi içine dönerek en derin korkularıyla yüzleşmeli ve bu zorlu süreçte kendini aşmalıdır.
Yorum Ekle